Atatürkçülük
Nasyonalizm'in Türkiye de altyapısı ATATÜRK İlkeleri olacaktır
Atatürkçülük ; tam olarak uygulandığı 19 senede ; Anadolu'da yaşayan Türk Ulusu'nu kendisine hiçbir yaşam hakkı tanımayan ve üzerine kin, nefret, entrikayla saldıran Emperyalizm'in pençesinden kurtarmış, Türk Ulusu'nu din adı altında Araplaştırma çabalarını bertaraf etmiş, Türk Ulusu'nun milli benliğine kavuşmasına olanak sağlamış, Türk Ulusu'nu modernleştirerek çağın gereklerine göre düzenlemiş, Türk Ulusu'na cinsiyet ayrımı olmaksızın insan onuruna yaraşır şartlarda yaşam hakkı tanımış ve Türk Ulusu'nun ihtiyaçlarından doğmuş bir ideolojidir.
Atatürkçülük; Emperyalizm'e karşı Milliyetçiliği, Kapitalizm'e karşı Halkçılığı ve Devletçiliği, Gericiliğe karşı Laikliği, aşırı muhafazakârlığa karşı Devrimciliği, Oligarşiye karşı ise Cumhuriyetçiliği savunur.
Atatürkçülük ; her yönden bağımsız, temeli milliliğe dayanan ve her uygulaması millilik doğrultusunda gerçekleşen bir devlet politikası ortaya koyar.
Atatürkçülük, altı temel ilkeden oluşur. Bu ilkeler : Milliyetçilik, Halkçılık, Devletçilik, Cumhuriyetçilik, Devrimcilik ve Laikliktir.
İlkeler hakkında sırasıyla bilgi verecek olursak :
Milliyetçilik : Asil Türk Irkı'nın ve onun milli değerlerinin menfaatini her şeyin üzerinde tutmak, Türk Irkı'na yönelen tehditleri bertaraf etme yolunda sonucu ölüm dahi olsa mücadeleden ödün vermeksizin savaşmak, Türk Irkı'nı sömüren, Türk Irkı'nın saflığını bozan tüm dahili ve harici bedhahları kutsal bir intikam hissiyle boğmak, hayatın her evresinde ve her alanında kutsal kabul ettiği ırkının refahı için çalışmaktır.
Halkçılık : Siyasal alanda, yönetimde, topyekün kalkınmada, ülke gelirlerinin dağılımında, devlet ve ulus imkanlarının kullanılmasında kayıtsız şartsız halk yararı gözetilmesidir.
Devletçilik : Özel sektörün yetersiz kaldığı yerlerde yatırımların devlet eliyle yapılmasıdır. Ekonomik alanda direkt olarak devlet müdahalesini öngörür. Bunun yanında özel teşebbüsü de reddetmez. Üretilen ürünlerin fiyatını devlet belirler. Özel işletme ve devlet işletmesinin aynı anda bulunması anlamına gelen "karma ekonomi" yi benimser.
Cumhuriyetçilik : Cumhuriyet; egemenliğin halkta olduğu devlet yönetimi demektir. Cumhuriyet, demokrasinin bir uygulama şekli olup halkın kendi kendini yöneterek, yönetimde söz sahibi olduğu rejim demektir. Cumhuriyetçilik ise devlet yönetiminde cumhuriyetin bulunması demektir. Arapçada halk demek olan "cumhur" kelimesinden gelir. Bu bakımdan, halk ve yönetim kelimelerinin bir araya geldiği "demos" ve "kratos", yani demokrasi sözcüğünün eş anlamlısı kabul edilebilir.
Devrimcilik : Türk ulusunun çağdaşlaşması yolunda yapılan Atatürk devrimlerinin benimsenmesi, geliştirilmesi ve her türlü tehlikelere karşı korunmasıdır.Bu ilke, seçkinciliği açıkça yansıyan, halkla bütünleşmeye ve dolayısıyla demokratik yöntemlere büyük önem veren Türk milliyetçisi bir devrimcilik anlayışıdır. Kemalist Devrimcilik anlayışının iki yanı bulunur. Birinci yanı, eski düzenin geçerliliğini yitirmiş kurumlarını yıkıp, yerlerine çağın gereksinmelerini karşılayacak kurumları koymakla ilgilidir. Ama Kemalizm, bununla yetinmemekte, devrimciliği aynı zamanda sürekli olarak yeniliklere, değişimlere açıklık biçiminde anlatmakta ve kalıplaşmaya karşı çıkmaktadır.
Laiklik : Laiklik, devletin vatandaşlarıyla olan ilişkilerinde inançlara göre ayrım yapmaması ve ayrıca, herhangi bir inancın, özellikle de bir toplumda egemen olan inancın, aynı toplumda azınlıkların benimsediği inançlara baskı yapmasını önlemesi demektir. Diğer bir tanımlamayla da devlet yönetiminde herhangi bir dinin referans alınmamasını ve devletin dinler karşısında tarafsız olmasını savunan prensiptir ki devlet düzeninin, eğitim kurumlarının ve hukuk kurallarının dine değil, akla ve bilime dayandırılmasını amaçlar. Ayrıca, din işlerini kişinin vicdanına bırakarak bireyin din özgürlüğünü koruyabilmesini sağlar. Laikliğe göre, insan yaşamında ibadetin dışında her türlü tasarruf, dîne (kutsal kitaba) göre değil, anayasaya, yasalara ve kurallara göre yapılır. Din, kişinin özel yaşamının bir parçasıdır. Laiklik ise din ve dünya işlerinin ayrılmasıdır.
